Cumhuriyet Halk Partisi’nin (Cumhuriyet Halk Partisi), tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu için özgürlük ve erken seçim talebiyle düzenlediği “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin 76’ncısı bugün Edirne’de yapıldı. Mitingde İmamoğlu’nun mesajı okunurken; CHP lideri Özgür Özel kalabalığa seslendi.
Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ı kaybetmenin derin acısını yaşadıklarını belirten CHP lideri Özel “Gülşah Durbay’ın ve onun gibi genç yaşta sonsuzluğa uğurladığımız sevgili Ferdi Zeyrek kardeşimizin hayallerindeki özgür dünyayı, güçlü, adil ve mutlu Türkiye’yi kurmak için var gücümüzle çalışmak boynumuzun borcudur” dedi.

AK Parti için ‘Artık salon partisi’ diyen Özel, “Bu kara düzeni bitireceğiz, sandıkta hesap sormazsak namerdiz” dedi.
Özel’in açıklamasından öne çıkan satır başları şöyle;
“SANDIĞA, SEÇME VE SEÇİLME HAKKINA SAHİP ÇIKMAYA GELDİK”
“Edirne’yi çok seviyoruz, Edirnelileri, akrabalarımızı çok seviyoruz. Bugün burada, tam 76. kez haksızlığa, adaletsizliğe itiraz etmeye, seçtiklerimizin arkasında durmaya; Cumhuriyet’ten, Gazi Mustafa Kemal’in emaneti Cumhuriyet ile kazandığımız sandığa, seçme ve seçilme hakkına sahip çıkmaya geldik. 76. mitingimize, 76. eylemimize hoş geldin Edirne, hoş geldin!
Bugün bir Serhat şehrindeyiz; Mimar Sinan’ın ustalık eseri Selimiye’nin gölgesindeyiz. Osmanlı’ya başkentlik yapan, Fatih’in doğduğu kentteyiz. Babasının vefatını duyunca, üç Kulhüvallah bir Elham okuyan, beyaz atına atlayan, Edirne’ye doğru payitahta giderken Manisa’mdan, ‘Beni seven arkamdan gelsin’ diyen Fatih’in şehrindeyiz.”
Seçtiklerimize sahip çıkacak mıyız? Cumhurbaşkanı adayımıza sahip çıkacak mıyız? O zaman beni seven arkamdan gelsin, Ekrem Başkanı seven arkamızdan gelsin. Sizleri çok seviyoruz, size güveniyoruz. Kemal’in emaneti…

Bugün burada, bu güzel meydanda… Filiz Başkan artık Edirne’de. Bu meydan birilerine yeter ama bize yetmiyor bu meydan. Daha büyüğü lazım, daha büyüğü! Sığmıyoruz buraya.
Bugün burada sizin karşınızda; seçimlerde size emanet ettiğimiz, sizin de Edirne’yi ona emanet ettiğiniz, her iki Edirneliden birinin oyuyla gelen, şimdi bütün anketlerde memnuniyeti çok daha yukarılara getiren Filiz Gencan Belediye Başkanımızın misafiriyiz. Onu size bu meydanda emanet etmiştim. O günkü il başkanımıza, bugünkü il başkanımıza, milletvekilimize, tüm ilçe başkanlarımıza, örgütümüze; Atatürk’ün iki büyük eserinden biri olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin canım örgütüne teşekkür ediyorum.
Filiz Başkan 20 aydır görevde. Tabii her belediye başkanını izliyorum, her belediye başkanını takip ediyorum ama birkaç tanesi var ki; seçimden hemen önce gelip kefalet koyup emanet edip seçimleri kazanan başkanlarımıza bilhassa bakıyorum. Edirne’ye gelirken baktım; 20 ayda bu Edirne’nin evladı, belediye meclis grubumuzla birlikte Edirne’ye neler yaptı diye.
Önümdeki liste hayli uzun ama Edirne; altyapı bekleyen Edirne, zorlukları ve güçlükleri olan Edirne… İktidarın yüzünü değil sırtını döndüğü Edirne’de Filiz Başkan kısa zamanda 115 kilometre yol açmış. 71 bin metrekare parke taşı, 22 bin ton asfalt sermiş Edirne’ye. Kentin genelindeki içme suyu hatlarının tamamını yenilemeye başlamış; büyük kısmı bitmiş, hızla sona geliniyor. Yılların sorunu bir 50 yıllığına çözülüyor.
Yeni su kuyularıyla; bizim sorumluluğumuzda olmayan, devletin yapması gereken ama yapmayınca, şehirler susuz kalınca dönüp de belediyelere suç atan bu anlayışa karşı yeni su kuyularıyla çalışıyor ve şehrin su sorununu belediye imkanlarıyla çözmeye uğraşıyor. Kent Lokantası var; “Soncay’la kardeşim arkamdan gelsin” diyen Fatih’in şehrindeyiz. Halk Ekmek var, büyük ilgi görüyor. Konak Edirne’de kadınlar için yepyeni bir yaşam alanı oluşturmuş. Doğal yaşam alanıyla, mama fabrikasıyla can dostları unutmamış. Belediye arazilerinde üretilen buğdayla, arpayla besicilere katkı sağlıyor, sahip çıkıyor. Sıfır Atık Market’le geri dönüşüm atıklarını sosyal desteğe dönüştürüyor.

Ve bir yandan da birileri bu işleri yapmasın diye bakanlara diyor ya canlı yayında; “Silkeleyin bunları” diye. Ne demek? “Belediyenin vergi borçlarını bir seferde alın, faiziyle alın, hepsini alın.” O vergi borçlarının, bu kadar iş yapılırken tamamı ödendi. O SGK borçlarının tamamı için karar alındı, imzalar atıldı, oylar verildi. Yani 20 ayda bu kadar altyapı, bu kadar sosyal belediyecilik ve bunun yanında bütün borçlardan kurtulan Filiz Başkan’a bir yürekten alkış bakalım. Helal olsun ona, helal olsun ekibine!
“KARŞISINDA BEN DURACAĞIM”
Trakya bereketin yuvası ama sulama altyapısı tamamlanmadı. Şimdi Meriç’in suyunu organize sanayiye taşımak istiyorlar. Çiftçi zaten perişan, şimdi kuraklık tehdidiyle karşı karşıya. Ayçiçeğinde Edirne ve Trakya’daki verim kaybı %50’yi aşmış. Ben okudum, Ziraat Odalarının çalışmasından okudum; %50’yi aşmış. İpsala’da çeltik üretimi kuraklık yüzünden perişan oldu. Toprak Mahsulleri Ofisi almıyor; bir ay önce 27 lira olan çeltik 20 liraya düştü. Çünkü ofisi üreticinin arkasından çektiler.
Buradan uyarıyoruz: Toprak Mahsulleri Ofisi böyle gün için vardır. Eskiden yazardı; ‘Ofis çiftçinin kara gün dostudur’ diye. Şimdi çiftçinin, çeltik üreticisinin kara günü bugündür. İpsala’nın kara günü bugündür. Ofis ortaya çıkacak, çiftçinin arkasında duracak. Yolu yok!
Diğer yandan kuraklık sigortası… ‘Yaptırın, yaptıralım, TARSİM’e gidelim, parayı verelim’ diyorlar. Parayı alırken böyle zevkle sayıyorlar, çekmeceye atıyorlar. TARSİM yaparken parayı zevkle sayıyorlar değil mi? Çekmeceye atıyorlar. Sonra kuraklık oluyor, buğday düşmüş dekarında 60-70 kiloya. ‘Zarar ettim’ diyor, gidiyor TARSİM’den para almaya. ‘Sen 60 kilo biçmedin, 150 kilo biçtin’ diyor. ‘Kardeşim benden iyi mi bileceksin, gel bak 60 kilo biçtim’ diyor. ‘Ortalamaya bakarım, sen 150 kilo biçtin’ diyor. Parayı alırken zevkle alanlar, verirken titreyerek veriyor değil mi?
Gelince bu TARSİM sistemini; hem devletin katkısını iki katına çıkarıp hem de böyle uyanık tüccar gibi çiftçiyi yan bastıranın, kandıranın vallahi bundan sonra karşısında ben duracağım. TARSİM gelip hiçbirinizi yazarken, çizerken, öderken kandırmayacak. TARSİM çiftçiye dost olacak; olmazsa düşmanı bu kardeşiniz olacak. Söz veriyorum size!
“BUGÜN BİR ASGARİ ÜCRETLİ BİR PORSİYON CİĞER YEMEYE KORKAR”
Eskiden durumu biraz olmayan çeyrek takardı, durumu olan tam altın takardı, durumu iyi olanlar ya da düğün sahipleri beşi bir yerde takardı. Hatırlıyor musunuz? Bizim göçmen düğünlerinde çok olur beşi bir yerde. Bu AK Parti 23 yılın sonunda beşi bir yerdeyi vatandaşın boynuna taktı: En yüksek enflasyon, en büyük yoksulluk, en büyük işsizlik, en kötü vergi sistemi ve en yüksek faiz!
Ben buradan bütün çiftçilere şunu hatırlatıyorum: Buğday üreticileri, geçmişte 1 kilo buğday satınca 1 litre mazot alınıyordu. Doğru mu? 1 litreye 1 litre. Şimdi 1 litre mazot almak için kaç kilo buğday satıyorsun? 6 kilo. 6 kilo buğday satıyorsun, 1 litre mazot alıyorsun. Eskiden, AK Parti gelmeden önce, 1 kilo buğday 1 litre mazot alıyordu. AK Parti gelince 6 kilo buğday 1 litre mazot alıyor. Daha bunun üzerine yapılacak bir hesap yok.
İlla hesap yap dersen en kızdığı yerden yapacağım. Annemler cevap versin, kadınlar… Erkekler sussun. Altın hesabı şaşar mı? Asla şaşmaz. AK Parti geldiğinde, bu AK Parti’nin kara düzeninden önce, beğenmedikleri o üçlü koalisyonda en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu. Bugün çeyrek altın 11 bin lira. En düşük emekli maaşı 16 bin 800 lira; 1,5 çeyrek altın. Yarın gidin burada Peşincioğlu Kuyumcusu’na sorun. 2002’deki altın fiyatını sorun, en düşük emekli maaşını koyun; 8 çeyrek altın. Bugün 1,5 çeyrek altın alıyorsun. Emekliler şunu düşünsün: AK Parti’den önce 8 çeyrek altın alan maaş düştü 1,5 çeyrek altına. Asgari ücretli 7 çeyrek altın alıyordu, düştü 2 çeyreğe.
Edirne ciğeri… Geçen sene porsiyonu 240 liraymış. Şimdi olmuş 400 lira. Geçen sene asgari ücrete vurdun mu bir asgari ücret 92 porsiyon ciğer alıyormuş, bu sene bir asgari ücret 55 porsiyon ciğer alıyor. Bunların tutulacak yeri yok. Ciğer hesabında 92’den 55’e; bir yılda 37 porsiyon kayıp var. Bugün bir asgari ücretli bir porsiyon ciğer yemeye korkar.
İşte bu yüzden bu AK Parti gelip de bu meydanı doldurabilir mi bugün? Sizin yanınıza geliyorlar mı? Hatırınızı soruyorlar mı? İnsan içine karışıyorlar mı? Yazın serin, kışın sıcak salonlarda siyaset yapıyorlar. Milletle değil, kendi atadıklarıyla toplantılar yapıyorlar. Sokaktan, meydandan kaçıyorlar. Onun için buradan; Edirne’den, Osmanlı’nın serhat şehrinden, Cumhuriyet’in göz bebeğinden, Gazi Mustafa Kemal’in hemşehrilerinin bağrından sesleniyorum: Artık AK Parti salonların partisidir; Cumhuriyet Halk Partisi meydanların, sokağın, milletin, halkın partisidir!”
“BÜTÜN HAKLILAR BİR ARADA DURMAK ZORUNDAYIZ”
Hiç salon partisi, sokağın partisini yenebilir mi? Salonların partisi, Edirne’de milletin partisini yenebilir mi? Halkın partisini yenebilir mi? İnanın biz haklıyız. Ahlaki üstünlük bizdedir, psikolojik üstünlük bizdedir. Meydanların enerjisi, çoğunluk enerjisi bizdedir. Biz kazanacağız, biz kazanacağız, biz kazanacağız!
Ülkede ev kirası olmuş 25-30 bin lira, açlık sınırı 30 bin lira. Emekli maaşı 16 bin, asgari ücret 22 bin lira. Ankara’da emekliler perişan otellerde; gecesi 200, 300, 400 liraya aldığı maaşın yarısı otele, kalanıyla simit, kuru ekmek, bazen çorba… Ekmeğin arasına, bayat ekmeğin arasına küflü peynir koyup hayata tutunmaya çalışıyor.

Buradan, Edirne’den size yeminle söylüyorum: Bu kara düzeni bitireceğiz, bu ayıptan kurtulacağız. Yıllarca emek vermiş, alnının terini akıtmış, gözünün nurunu akıtmış, elleri nasır olmuş, dirsekleri çürümüş emekliye bu ihaneti yapanlara; bu sefaleti reva görenlere, bu haksızlığı yapanlara sandıkta hesap sormazsak namerdiz!
Kısa çöp uzun çöpten hakkını alana kadar, bu millet uzun adamdan hakkını alana kadar, bu millet emaneti bu kara düzenden alıp halkın partisine verene kadar; emeklinin yüzü gülene kadar, işçinin, çiftçinin yüzü gülene kadar, esnaf bu zilletten kurtulana kadar mücadeleye devam, mücadeleye devam!
Edirne’de yoğun duygular birbirine karıştı. Biri diyor ‘hükümet istifa’, biri diyor ‘ya hep beraber ya hiçbirimiz’, öbürü ‘Erdoğan istifa’… Ben şunu söyleyeyim, bir tek duygumu söyleyeyim o şudur: Bu meydanın hepsi haklı. Bu meydanda Ekrem Başkan’ın resmi var; en mağdurumuz o, Ekrem Başkan haklı. 16 belediye başkanımız sırf seçim kazanıyoruz diye içerideler, hepsi haklı. Süründürdüğü emekli haklı, emekçi haklı. Buğday, çeltik üreticisi, ayçiçek üreticisi haklı. Esnaf haklı.
“EVDE OTURAN SENİN DE KAPINA GELECEKLER”
Ama bütün haklılar bir arada durmak zorundayız. Evde oturan, televizyonundan bizi izleyen, pijamasını çıkarmayanlara ne diyoruz? Eğer evde oturup beklersen senin de kapına gelecekler, senin de malına çökecekler, senin de çocuğunun geleceğini elinden alacaklar. Bu memlekette işçi kurtulmadan çiftçi kurtulmaz, emekli kurtulmadan esnaf kurtulmaz, köylü kurtulmadan kimse kurtulmaz. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”




